Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaPortalliAramaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 TÜRKLERİ ANLAMA KLAVUZU

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
pembe karanfil
Vip özel üye
Vip özel üye
pembe karanfil


Kadın
Mesaj Sayısı : 419
Yaş : 39
Yaşadığı şehir : ***
Meslek : aday öğretmen
Başarı Puanı :
TÜRKLERİ ANLAMA KLAVUZU Left_bar_bleue0 / 1000 / 100TÜRKLERİ ANLAMA KLAVUZU Right_bar_bleue

Güçlülük :
TÜRKLERİ ANLAMA KLAVUZU Left_bar_bleue0 / 1000 / 100TÜRKLERİ ANLAMA KLAVUZU Right_bar_bleue

Kayıt tarihi : 28/12/06

TÜRKLERİ ANLAMA KLAVUZU Empty
MesajKonu: TÜRKLERİ ANLAMA KLAVUZU   TÜRKLERİ ANLAMA KLAVUZU Icon_minitimePaz Ağus. 19, 2007 9:20 am

TÜRKLERİ ANLAMA KLAVUZU
(Arkadaşlar sonuna kadar okuyun gerçekten bizi anlatıyor, bence güzel ve doğru üstelik ilginç olanları da var.)

Madde 3: Çocuk yüzmeyi çabuk öğrensin diye babası tarafından kucaklanıp denize atılır..

Türkiye’de babalar sahillerin olmazsa olmazlarıdır. Yüzme öğrensin diye çocuklarını kucaklar ve ‘Sıkma kendini, rahat bırak’ diye suya atarlar. Bahane de hazırdır. ‘Olur mu? Bak Rusya’ya. Orada çocukları doğar doğmaz havuza atıyorlar, yüzmeyi öğrensin diye. Olimpiyatlarda görüyoruz herhalde...’

Madde 7: Hesap ödeyen erkek, hesabı ödemek için gereken işlemi masanın altında yapar.

Türk erkeği ödediği hesabı masadakilerin görmesini istemez. Eğer görürlerse ayıp olacağını düşünür ve karşıdakilerin ‘Ulan amma da görgüsüz herif, hem ısmarlıyor hem de hesabı gözümüze sokuyor’ demesinden çekinir. Böyle bir davranışa bir de Eskimo erkeklerinde rastlanılabilir. Hesabı açıkta ödeyen Eskimo’nun eli haliyle donacaktır.

Madde 11: Türkiye’de ilk, orta, lise, üniversite, yüksek lisans, doktora fark etmez, sınav kağıtları dağıtılırken, bir öğrenci mutlaka ‘Hocam istediğimiz sorudan başlayabilir miyiz?’ sorusunu sorar.

Aynı öğrenci, öğretmen haftaya sınav yapacağını bildirdiğinde ‘kaçıncı sayfaya kadar sorumluyuz hocam’ sorusunu soran ama yine de sınava çalışmayan öğrencidir.

Madde 25: Tüm ısrarlara rağmen misafir ‘Yemeyeceğim yeter!’ diyorsa, ev sahibi son kozunu değerlendirir ve ilahi gücü cümle içinde kullanıp ‘Bak Allah’ın adını verdim’ diyerek misafiri köşeye sıkıştırır.

Misafir bunun üzerine midesi dolu olsa da, ilahi kudret korkusundan mıdır kaçış yolu kalmamasından mıdır, ne var ne yoksa bir çırpıda yer.

Madde 31: İşyeri açılışının yapıldığı gün satılan ilk üründen elde edilen para (siftah parası) bereket getireceğine inanılıp çerçeveletilir ve işyerinin duvarına asılır.

İşyerleri açılışı çok önemlidir. Alışveriş yapanlar ürünlerin gerçek karşılığını değil, gönüllerinden geçeni kasaya bırakırlar. İlk alışveriş parası herkese gösterilir.

Madde 34: Üzerinden araç geçsin ve temizlensin diye işyeri paspasları cadde ortasına fırlatılır.

Sinek avlayan esnaf Türkiye’de temizlik hastası kesilir. Alır eline hortumu baştan aşağı dükkanının bulunduğu caddeyi, kaldırımları bir güzel sular. O da yetmez, yandaki caddeleri ve sokakları da sulamayı iş edinir. O arada paspaslar da temizlikten payını alır.

Madde 42: Misafirlikte kolonya ikram edilirken büyüklerin ellerine çocukların kafasına dökülür.

Aynı misafirlikte biraz büyük bir çocuk varsa mutlaka ‘Geçen bunu hamama götürdük. Babasını da getirseydin bari dediler’ geyiği mutlaka yapılır.

Madde 46: Durakta değil de, her el kaldıran yolcu gördüğünde duran otobüse halk otobüsü denir. Halk otobüsü halkı kırmaz, durur.

Halk otobüsünün belediye otobüsünden tek farkı budur.

Madde 49: Sehirlerarası otobüs yolculuklarında kan bağı yoksa (karı, koca, yeğen, yenge gibi) bayan yanına erkeğin oturması firma tarafından kabul edilmez..

Türkiye’de en önemli namus bekçileri otobüs muavinleridir. Muavinlere göre birbirlerini hiç tanımayan iki karşı cinsin, mesafe olmaksızın seyahat etmesi, ateşle barutun birbirine bitişik iki koltuktan bilet alması gibi bir şeydir. Buna asla izin vermezler. Ancak gidilecek yol boyunca erkeğin yanına oturtmadıkları genç kızı kesmeyi de ihmal etmezler.


Madde 60 : Düğün salonunda halay ekibi, önce pistte çember oluşturarak coşar. Ardından masaların arasından geçerken halaya yeni kişiler alınır. En sonunda düğün salonunun duvarları boyunca halay çekilir. Ve nihayet halaydan kopmalar başlar... Halay ekibi dağılsa da, 2-3 kişi şuurunu kaybetmiş şekilde halay çekmeye devam eder... Çok sonra anlaşılır ekibin dağıldığı...


Madde 63: Gelinin belinde yer alan kırmızı kuşak bekareti simgeler.

Damadın elbisesi üzerinde renkli bir çaput parçası, herhangi bir işaret bulunmadığından cinsel geçmişi hakkında fikir yürütmek mümkün değildir. Aslında bu geçmişle pek ilgilenen de yoktur.

Madde 64: Kafa bir yere çarptığında şişmesin diye çiğnenmiş ekmekle ovalanır.

Türklerin ‘Kendi kendine tedavi’ yöntemleri sadece bunlarla bitmez. Ağrıyan yere sıcak tuğla konur. Isıtılmış çay bardakları ile sırt çekilir. Arpacık çıkmış göze sarmısak sürülür. Sarılık olmuş kişiye kendi idrarı içirilir. Kesilen ve kanayan yere tütün basılır. Paslı çivi batan yer sopayla dövülür. Burkulan yere biftek bağlanır. Yanan yere diş macunu sürülür.

Madde 66: Bütün ilaçlar buzdolabında saklanır.

Buzdolabının kola, su, gazoz koyulan bölgesi ilaçlara yetmeyince, ilaçlar yumurtaların bulunduğu alanda, kurumuş yarım limonlara komşuluk yapar.

Madde 75: Sokak ortasında aşka gelip sevişen, kedi, köpek at gibi hayvanlar önce ‘Hoşt, kışt, pişt, aloooo’ denilerek uyarılır. Sevişme halinin devam etmesi durumunda hayvanlar sopa benzeri bir cisim kullanılarak ayrılır.

Üç-beş güvercin bir araya gelip, buldukları kırıntıları kafalarını delirmişçesine öne arkaya sallayarak tetikte yerken, kendilerine doğru aniden koşan birini gördüklerinde topluca kaçarlar. Güvercinler neden böyle bir davranışla karşılaştıklarını anlamazlar. ‘Kışşşt’ diye ses çıkarıp güvercinlerin ortasına dalan bir Türk’ün de anlaşılacak bir hali yoktur zaten.
Very Happy flower Smile
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
TÜRKLERİ ANLAMA KLAVUZU
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: 
(¯`·._.·[EDEBİYAT & EĞLENCE]·._.·´¯)
 :: Serbest Kürsü
-
Buraya geçin: