Aşk saçmalığı
Yapılan araştırmaya göre, ’insanoğlunun en mantıksız hareketlerinden biri olduğu’ belirtilen aşk, uzun süreli bir ilişkiye dönüşmeden önceki ’çılgınlık’ evresinde, beyinde heyecan ve tutkudan ziyade, açlık, susuzluk ve bir bağımlının uyuşturucu için kıvranması hissine benzer bir hareketlenmeye neden oluyor.
Yeni araştırma, New Jersey’deki Rutgers Üniversitesi, New York’taki Albert Einstein Tıp Fakültesi ve New York State Üniversitesi’nden uzmanların katılımıyla gerçekleştirildi.
Çalışmayı yürüten bilim adamları, aşklarının daha ilk haftalarını ya da aylarını yaşamakta olan 17 üniversite öğrencisine önce aşık oldukları kişinin fotoğrafını, ardından da bir tanıdıklarının fotoğrafını göstererek her iki durumda beyinde yaşanan sinirsel faaliyeti MR cihazıyla görüntülendi.
Yaklaşık 2 bin 500 beyin grafiğini inceleyen bilim adamları, beynin derinliklerinde bulunan, ’tutku’ ile ilgili bir bölgede yoğun hareketlenme gözledi. Beynin bu bölgesinde, ’mutluluk hormonu’ olarak da bilinen dopamin adlı beyin kimyasalını salgılayan hücrelerden bol miktarda bulunuyor. Aşkla birlikte yoğun hareketlenme görülen bu bölgede bolca salgılanan dopamin, yoğun bir istek ya da ödül beklentisi durumunda da vücutta dolaşmaya başlıyor.
Birçok alternatif arasından sadece bir kişiye karşı hissedilen ’açıklanamayan çekim gücü’, özlem ve arzu da, beynin tutkuyla ilgili bu bölgesinde gerçekleşiyor. Aşkın sadece basit bir zevk tatmini ya da ödül kazanmaktan ibaret olmadığını belirten uzmanlar, "Aşk en mantıksız insan davranışlarından biridir" diyor.
Bilim adamları, henüz ’çiçeği burnunda’ olan aşıkların, aşırı mutluluğun yanı sıra öfke ve kaygı gibi birbirinden tamamen farklı duygular yaşayabileceğini belirtirken, Rutgers Üniversitesi’nden Dr. Helen Fisher, "Aşkın sancısını çektiğiniz dönemlerde tamamen kontrolden çıkıp mantıksız hareketler sergilemeye başlarsınız. Örneğin sabah 6’da kalkıp cimnastik salonuna gidersiniz, çünkü aşık olduğunuz kadın oradadır" dedi. Fisher ayrıca, "Reddedilme halinde insanlar cinayet, intihar ve o kişiyi gizli gizli takip etme gibi eylemleri akıllarından geçirir. Romantik aşkın yarattığı dürtüler bazen yaşama isteğinden bile güçlü hale gelir" diye konuştu.
Araştırmaya göre yeni başlamış bir aşkın ’yürek hoplatıcı’ olması da, aşkına yeteri kadar karşılık verilmeyeceği yönündeki ihtimal ve endişeden kaynaklanıyor.