KENDİNİZLE OLUN BUGÜN UNUTMAYIN
Yediklerimiz değil, hazmettiklerimiz bizi güçlü yapar.
*Kazandıklarımız değil, biriktirdiklerimiz bizi zengin yapar.
*Okuduklarımız değil, hatırladıklarımız bizi bilgili yapar.
*Başkalarına verdiğimiz öğütler değil, bizzat uyguladıklarımız bizi insan
yapar.
Zaman ve insanlar sizi nerde ve ne zaman ne şekilde ziyaret eder bilemezsiniz. Doğru olduğunuzu sandığımız yerdeyken bir bakmışsınız boyut değiştirmişsiniz. Bazen hayatın gösterdiği yoldan, bezen de dünyanızın kendi inşa ettiği yoldan gidersiniz. Bize kendimizi unutturan her duyguyu mucizevî görmeye başlarsınız. Sanattan tutunda aşka kadar…
Yaşanılan o an için güzel olsa da öyle anlar gelir ki, yanlış anlar olarak nitelendirilir. Hayattan haz almak için biraz aç olmanız gerektiğini unutmayın. Tok insanla, aç insanın yemekten aldığı hazzın aynı olmadığı gibi….
Yaşamımızda ki sorular cevaplarını buldukça yerine yeni sorular eklenir. İnsan güzel olduğu kadar ilginç bir varlık! Bazen fazla sevinçten bile ürkebiliyor. Hüznü bir anda yerleştire biliyor göğsüne… Hayat ne çok değerle harmanlı, çünkü hüzün bunlardan biri sadece… Mutlu olduğunu bile bazen kendisine bağlayamaz, tanrının kendisine gülümsediğini düşünür. Sisler içindeyken belki birden bol ışıklı bir güneş görmek bizi şaşırtıyor olabilir. Rüyamı görüyorum dediğiniz anlar olmuştur eminim! La Bruyere`nin yorumuyla yaşam; dünyada insan için üç şey vardır: Doğmak, yaşamak ve ölmek. Bazıları doğduğunu hissetmez, ölmekten korkar ve yaşamayı bilemez…
Aslında en zor şey düşünmektir. Çünkü edindiğimiz alışkanlıkları uygulamak kolayı seçmektir. Düşündüğümüzü uygulamak daha zor ama daha doğru olandır. Bir kitabın arka sözünde şu sözler yazıyordu: "Yüreğimizin sesinin bize fısıldadığı değil, hayatın sırtımıza yüklediği senaryo hayatları yaşıyoruz." Ve umut hayatın vazgeçilmez ilacı içinde şu yorum yapılmış: "Umutsuzluklar otomatik kapılara benzer, ancak üzerine gidildiğinde açılırlar ve size yol verirler." Var oluşun anlamını sorgulayıp ne geçmişi ne geleceği yargılamadan içinde bulunduğumuz anı yaşamak hayatın lezzetini artırır. Yaşadıklarınızın üzerine gölge düşürmeden yaşamak bence en güzeli…
"Bu dünya bir ağaca benzer, bizde bu ağaçta yarı ham, yarı olmuş meyveler gibiyiz" der Mevlana. Gerçekten öyle bir bakışta olmasa da bir insan için az çok ön izlenim oluşur. Bu bir meyvenin ham ya da olgun olduğunu görebilmek gibi…
Kısaca hayat bir oyunsa istediğimiz kartları belki elde edemeyiz ama oynamak elimizdedir.
Asıl düşüncem hayatın sizi mutlu etmek için uğradığı anları ertelemeden yakalayın zaman geçtiğinde keşkeler ifadesizdir. Keşkeği bence sözcük hazinenizden kaldırın…
Yaşam anda yaşanırsa değer kazanır… Her zaman güzellikler kapınızı çalmaz unutmayın…
Uzanıp yaşamın yalnız adalarına bir dokunun içinizde...
Evinize yüreğinizdekilerle dönün ve düşünün;
Kayan yıldızlar yaşamda gerçekleştirdikleriniz olsun.
Gerçekleşmeyenlerde yaşamın kara delikleri...
Zaman bırakın onları da...
Şimdi dönün yağmura, rüzgâra, yüzünüzü ıslatın, savrulun olabildiğince ve sakladığınız ne varsa yaşamın içinde acı olan her şeyi atın, atın içinizden ve arının kendinizde... Yaşamla yıkayın kendinizi!
Yaşamca mutlu kalın…
ALINTI